SEVİNCİNİZİ YAŞAYIN, BIRAKIN GEÇMİŞİ!

Vay be, bu günleri de görecekmişiz.

Emeğinize, yüreğinize ve mücadelenize sağlık.

Siz sahada bizde tribünde ter döktük.

Hop oturup, hop kalktık.

Gece uykularımız kaçtı.

Yeri geldi stresimizden evde sorun çıkarttık.

Ama, kötü giden bir sezon yine çiçek bahçesine dönüştü.

Teşekkürler bizim çocuklar.

Sayın Berna Gözbaşı’nın da söylediği gibi…

“Tarih isimlerinizi tek tek altın harflerle yazacak”

Aynen öyle.

Bundan sonra böyle bir Kayserispor görmek hepimizin hakkı.

***

Çıta çok yükseldi.

Şehir olarak istenilince her şeyi başarabiliyoruz.

Hele hele mesele Kayserispor olunca tek noktada buluşabiliyoruz.

Desteğe devam.

Aman yalnız bırakmayın.

Nasıl olsa ligde kaldı deyip bu heyecanı bitirmeyin.

İçinizdeki Kayserispor aşkını giderek ateşleyin.

Çünkü, gelecek sezon her şey çok daha güzel olacak.

Daha Avrupa kapılarına dayanacağız.

Bu hiçte hayal değil.

O yüzden başladığımız bu sevgiyi, coşkuyu ve desteği devam ettirelim.

Başta şehri yönetenler olmak üzere, tüm Kayserispor ailesine teşekkür ediyorum.

Başımızı yere eğdirmediniz.

Dosta, düşmana karşı dimdik duruldu ve başarı geldi.

Herkesin emeğine sağlık.

***

Tabi ki, olayın bir de diğer tarafı var.

Anlam veremediğim ve hiç mutlu olmadığım.

Gereksiz işlere girmenin bu camiaya hiç faydası olmadı bundan sonrada olmaz.

Antalyaspor maçında eski başkanlara yapılan tezahüratları gereksiz ve yersiz buldum.

Beğenin beğenmeyin emek verdiler.

Kimse taşın altına elini koymazken onlar gövdelerini koydular.

Nurettin Açıkalın gibi mesela.

O yüzden önümüze bakalım.

***

Ama merak ettiğim bir noktada şu!

Bir haftada ne olmuş olabilir ya da kim kimle ne konuşmuş olabilir acaba?

Daha birkaç ay önce tribüne çağırıp üçlü çektiriyorduk.

Daha birkaç ay önce aslan başkan, kaplan başkan diyorduk.

Sen olmasaydın bu kulüp iflas eder diyorduk.

En büyük başkan bizim başkan diye bağırıyorduk.

Bırakıp gitti diye kızdığınız başkanla boy boy pozlar veriyordunuz.

Kapalı kapılar arkasında görüşmeler yapıyordunuz.

Şimdi tüm bunları unutup eski başkanlara küfür etmek ne kadar doğru?

Ne gereği var?

Geçmişi konuşmanın bu takıma ne faydası oldu bugüne kadar?

Kocaman hiç!

***

Ama illaki konuşulsun deniyorsa da, her şeyi satır satır yazarız.

O zaman işlerin anlatıldığı gibi olmadığını da anlarsınız.

Herkesin görmesi istenilen resimle, arkadaki resim çok farklı.

O yüzden her söylenene inanmayın.

Yıllarca nasıl muhasebe yangınını ve diğer başkanları konuştuysak, şimdi ki başkanı da konuşacağız.

Ne yani eski başkanların hepsi kötüydü de şimdi ki başkan mı dört dörtlük?

Böyle bir kıyas asla kabul edilemez.

Onun için geçmişi kapatalım ve yolumuza bakalım.

Geçmiş geçmişte kaldı.

***

Son olarak, anlatılması gereken bazı başlıklar da var.

Onları da sezon sonunda tek tek anlatırız.

Herkes unutur ama ben unutmam.

Öyle boy boy poz vermekle bu işler olmuyor.

Ben yutmam.

Hem çile çektireceksiniz hemde sahte gülücükler dağıtacaksınız.

Hem tüm yolları kapatacaksınız hemde sahte sevinçler yaşayacaksınız.

Herkes kötü bir siz iyisiniz öyle mi?

Yok öyle yağma.

Beklemede kalın!

***

Şu noktayı da belirtmezsem içimde kalırdı.

Geçtiğimiz günlerde gazeteci kardeşim Yavuz Yıkılmaz, eski başkan Berna Gözbaşı ile ilgili bir yazı kaleme almıştı.

Hani futbolcuların sahaya girdiği o koridorda çekilen görüntüler var ya.

Sayın Gözbaşı’nın futbolculara sarıldığı ve tebrik ettiği.

İşte o (!)

Yavuz kardeşim nokta atışı yapmış.

Yavuz’dan başka da o olayı öyle yorumlayanda olmadı.

Farklı olmak bu olsa gerek.

Sayın Gözbaşı’nın, kime mesaj gönderdiğini düşünüyorduk belli oldu.

Sayın Ali Çamlı’ya ve eski dost şimdi ise küstüğü Süleyman Akın’a(!)

Çamlı ve Akın mesajı almıştır herhalde.

Bakalım bu isimler ne mesaj gönderecek?

Mesaj hakları yoksa bende var.

Kalın sağlıcakla…