BEYİN ÇÜRÜMESİ

Yazar : Serap TOKAT / 2024-12-10 15:09:55

Her yıl, yılın sözcüğünü seçen Oxford sözlüğü, bu yılın kelimesini “brain rot” yani “beyin çürümesi” olarak belirledi.

Bir senenin trendlerini ve ruh halini niteleyen yılın kelimesi olarak, 37 binden fazla kişinin katılımıyla bu kavram seçildi.

Peki nedir beyin çürümesi?

Sözlük anlamı; “önemsiz ve zorlayıcı olmayan içeriklerin aşırı tüketimi sonucu kişinin zihinsel durumunun ve entelektüel halinin bozulması" olarak tanımlanan brain rot, daha çok sosyal medyada, bir kişinin zihinsel veya entelektüel durumunun, özellikle önemsiz ve yorucu olmayan içeriklerin aşırı tüketilmesi sonucunda fark edilebilir düzeyde bozulmasını ifade ediyor.

Sabun kesme, komik hayvan, saçma sapan dans eden teyze ve dayıların videolarına hepimiz maruz kalıyor, kaydırarak izliyoruz. Ancak bu, beynimizin ihtiyaç duyduğu egzersizi almamasına ve çürümesine neden olabiliyor.

Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi, kabul ediyoruz.

Arkadaşlarımızla bağlantıda kalıyor, güncel olayları takip ediyor, eğlenceli içerikler ile zaman geçiriyoruz.

Ama tüm bu içeriklerin ne kadarı zihinsel olarak bizi besliyor?

Ya da ne kadarı zaman öldürmemize neden oluyor?

Sosyal medyanın bir kimyasal gibi bağımlılık yaptığı bilimsel çalışmalar ile de kanıtlanmış durumda. Beğeniler, gönderiler, yorumlar, bolca dopamin salgılayarak, her şey anlık olarak bir tatmin duygusu yaşatıyor.

Peki bunların ne kadarı aklımızda kalıyor?

Ne kadarı eğitici oluyor?

Gerçekten bir şey öğreniyor muyuz yoksa sadece anlık olarak zihnimizi mi meşgul ediyoruz?

Beynimiz sürekli basit ve yüzeysel içeriklerle dolduğunda derin düşünme, analiz yapma, odaklanma ve yaratıcılık yeteneklerimizi kaybetmeye başlıyoruz. Sonsuz kaydırma döngüsü içerisinde kaybolup gidiyoruz. Ve bir bakıma körelme, zihinsel olarak çürüme başlıyor.

Git gide Oz Büyücüsü’nde ki “Teneke Adam” kıvamına geliyoruz vesselam.

Üstelik sadece bireysel olarak değil toplumsal olarak da yaşıyoruz bu çürümeyi…

Günlük hayatımızda zihnimizi beslemek, daha fazla uyuşturmaktan kurtarmak için ne yapıyoruz?

Kitap okuyor muyuz mesela?

Ya da ara sıra sosyal medya detoksu yapabiliyor muyuz?

Mesela peş peşe dizi izlemek yerine bazen de belgesel izliyor muyuz?

Bulmaca çözüyor muyuz?

Doğa da vakit geçiriyor muyuz?

Kendimize hedef koyup her gün yeni ve faydalı bir bilgi öğreniyor muyuz mesela?

Ya da bir gün bile olsa telefonumuzdan ayrılabiliyor muyuz?

Unutmayalım ki, beynimiz de bir kas ve diğer bütün kaslar gibi güçlü kalması için zorlanması gerekiyor. Dolayısıyla hiçbir değeri olmayan, negatif etki bırakan içerikler ile beynimizi çürütmek yerine, yararlı aktiviteler ile besleyelim.

Keza beynimiz çöplük değil dostlar!