ÖLÜYORUZ! HABERİNİZ VAR MI?

Yazar : Serap TOKAT / 2024-10-09 09:31:51

19 yaşındaki Semih Çetin, yaşıtı Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i canice katledip, parçalara ayırıp sonra da intihar etti!

2 yaşında ki Sıla bebek, üvey babası ve 13-14 yaşlarındaki iki komşusu tarafından TECAVÜZE uğradı!

30 gündür yoğun bakımda olan Sıla bebek, dün yaşam mücadelesini kaybetti.

9 yaşında ki Narin, adli rapora göre annesi, amcası ve yengeleri ile birlikte kendi evinde katledildi!

Polis memuru Şeyda Öztürk, 19 suçtan kaydı olan bir cani tarafından şehit edildi!

Samsun’da öğretmen Saadet Çay, 19 suç kaydına rağmen serbest olan Adem Çay tarafından katledildi!

Van’da 21 yaşında ki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş, 11 gündür kayıp…

Toplumsal cinnet halinde, cehennemin taa dibindeyiz, haberiniz var mı?

Sadece Eylül ayında 34 kadın katledildi bu ülkede. 20’sinin de ölümü şüpheli…

2024’ün ilk 6 ayında 117 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

Üstelik bu kadınların çoğu tehdit edildiği için daha önce emniyete şikayette bulunmuştu.

Ama 19 suç kaydı olan birisi bile elini kolunu sallayarak dışarda geziyorsa, kimi kime nereye şikayet edeceksin? Kimden medet umacaksın?

Emniyete sorsan, biz yakalıyoruz hakim bırakıyor.

Hakime savcıya sorsan, sistem böyle biz kanunu uyguluyoruz.

Suçlular sokaklarda geziyor, kadınlar, çocuklar öldürülüyor, öldüren cezasız kalıyor…

Her zaman olduğu gibi kimse sorumluluk almıyor. Ölen öldüğü ile kalıyor yani…

Allah’dan sosyal medya var;

Beyoğlu’nda iki mahluk bir kadını taciz ediyor, tacizciler gözaltına alınıp serbest bırakılıyor. Sosyal medya ayağa kalkınca yeniden gözaltına alınıp bu kez tutuklanıyorlar.

Madem tutuklanabiliyorlar neden önce serbest bırakılıyor?

Tüm bunlar olurken Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı sorumluluk almak yerine birbirlerini suçlayıcı açıklamalar yapıyor.

Ülkemizde en ucuz şeyin “kadın ve çocukların” hayatının olduğunu hemen her gün yaşayarak görüyoruz bizlerde.

Sorun nerede?

Kanunlar mı yetersiz? Yeterli ama uygulanmıyor mu?

Hepimizin aklında bu sorular varken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç cinsel saldırı suçlularının hadım edilmesi ile ilgili “Ceza infaz kanunumuzun karar verme yetkisi var, mevzuat buna uygun.” diye açıklamada bulundu.

E ne güzel işte, madem mevzuat uygun neden uygulamıyorsunuz?

Bundan daha caydırıcı bir yöntem olabilir mi?

Ama biz bu ülkede cemaat yurtlarında çocuklara tecavüz edilirken “Bir kereden bir şey olmaz” diyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı gördük.

“Tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar” diyen Sağlık Bakanı gördük.

“Kadın yüksek sesle kahkaha atamaz” diyen AKP milletvekili gördük.

Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Tüm bu söylemler ve bakış açıları devlet mekanizmalarını da etkiliyor; bırakın mevzuatı uygulamayı, neredeyse suça izin veriliyor;

Taciz eden adama ceza verilmeyerek adeta izin veriliyor!

Tecavüz eden erkeğe, kadının giyim tarzı örnek gösterilerek ceza indirimi verilip, neredeyse izin veriliyor!

Cinayet işleyen katile, kravat taktı diye iyi hal indirimi verilerek maalesef izin veriliyor!

“Kadının o saatte dışarda işi neymiş” diyerek, öldüreni değil katledileni suçlayarak neredeyse izin veriliyor!

Velhasıl biz kadınlar ÖLÜYORUZ, haberiniz var mı?